24 Temmuz 2009 Cuma

Nerdesin Be Optik Baskan

Sicak bir Temmuz gunu, Buyuk Ulkenin baskentinde, sicagin gobeginde terlenen bir zaman dilimdeydim, cep telefonuma gelen mesajin tiz sesine dikkat kesildigimde. Aliskanliga gelicek boyuta varan operator mesajlarindan biridir diye dikkatsizce okumaya calistigim kisa mesajda 'Optigi kaybettik.' yaziyordu. Sicaga inat, yagmurlu birgunde, bir mac oncesinde Inonu stadinin numarali tribunleri onunde gordugum an gelmisti O'nu. Yanimdaki arkadasimin durtmesiyle fark etmistim, Optik Baskanin o an oradan gectigini. Zaman zaman kendini gosteren ama ozunde bir efsaneydi Optik, nagmi diger Mehmet Isiklar. Kapitalizmin nihai zaferinden sonra mertliginden ovguyle bahsedilen ender subjelerden biriydi bu zihinde belki de.
2007 yilina ozgur bir unsurdu suphesiz. Hic tanismadigim yahut samimiyet derecesinde sinifta kaldigim ama kaybiyla derinden uzuldugum ikinci insandi Mehmet Isiklar. Tipki, 19 Ocak'in o ayazinda gene cep telefonundan ogrendigim, bizi yalniz birakan Hrant gibiydi. Cogu yerde karsilastigim bogazin dugumlenmesi, bu sefer gercek bir sekilde vucudumda vuku bulmustu.
Arkasindan samimiyetle uzulmek icin, fazla bir gecmisim olamamisti Optik Baskanla. Ama varliginin bilinciyle mutlu olabildigim, temsil ettigi degerlerin son barikatiydi Mehmet Isiklar.
Arkasindan methiyeler duzulmus, bizi niye yalniz biraktin diye de zaman zaman sitem edilmisti. Felek sanki inat etmis tum kasti sevenlere sozu belkide icinde bulundugum durumu en iyi sekilde ifade ediyordu. Bir deger temsil etmesi, suphesiz tanima firsati olmadigim bir insanin ardindan bu kadar uzulmeme neden olmustu.
Aradan aylar gecmis, Mehmet Isiklar ait oldugu yerde, tribunlerde anilmisti. Bir Galatasaray maci oncesinde, bu takimin taraftarlari tarafindan acilan 'Aciniz Acimizdir' pankarti, 92-93 sezonunun kinini ve de Muhendis Oktay'in hatirasini adeta silip atmisti. Akillarda acinin insanlari birlestirdi bu anlayisin neden yillardir acilara ayni hassasiyeti gosteremedigi sorusu belirmisti. Kim bilir belki de yillardir bize ogretilen, dikte ettirilenler dusunmemizi degil neye ne kadar uzulebilecegimizin sinirini derinden cizmeye yaramistir. Kimlik aidiyetinin yerini zaman zaman sporun dallarinda fanatiklesme aidiyetine biraktigi anlarda, ne kadar cok ortak paydada birlesen insanlarin suni, sonradan yaratilan ogelerle nasil bu kadar buyuk kin gudebildigini inceden de olsa gostermisti, gorebilen zihinlere 25 Temmuz'un sicak gunleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder